PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK

Rehberlik kelimesi hayatımıza çok eski zamanlarda girmiştir. Rehberliğin ilk örnekleri Avrupa’da 1895 yıllarında öğrencileri iş olanaklarından haberdar etmek için başlatılmıştır. İlk mesleki anlamda baro ise Frank Parsons tarafından kurulmuştur. 1909 ile 1915 yılları arasında rehberlik uygulamaları yaygınlaşmaya başlamıştır. Rehberlik çalışmaları daha çok öğrencilerin akademik gelişmelerine ve mesleklere yönelmelerine dönük olmuştur. Türkiye’de rehberlik çalışmaları ilk defa 1950’li yıllarda Gazi Eğitim Fakültesi’nde başlamıştır. İstanbul ve İzmir merkezli birçok ilde de Rehberlik ve Araştırma Merkezleri açılmıştır. 1960’lı yılların sonuna doğru ise Rehberlik Hizmetlerini verecek personel yetiştirilmesine başlanmıştır. 1980’li yıllarda da Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü lisans programları arasına alınmış ve programa öğrenci alımı başlatılmıştır.

Peki Rehberlik ve Psikolojik Danışmanın işlevleri nelerdir?

İlk ve temel işlevi “kişinin kendini tanımasını sağlamasıdır.” Kişiyi tanımanın yolu ise sağlıklı bir gözlem ve onu tanımaya çalışmaktan geçer. Hakkında bilgi sahibi olmadığımız kişinin değerlendirmesini yapamayız. Bu sebeple danışmanlığını yaptığımız kişi çocuksa, hem çocuk hakkında bilgi sahibi olmalıyız hem de velisiyle sürekli iletişim halinde kalmalıyız. Bu sayede çocuğu hem anne-babadan tanıma şansını yakalarız hem de kendi gözlemlerimize dayanarak bilgi sahibi olmuş oluruz. Çocuğu tanıdıktan sonra yapılacak işlemler, o çocuğun durumuna göre karar verilecek olup her çocuğun rehberliği aynı şekilde yapılmamalıdır.

Günümüzde danışmanlık ve rehberlik kurumları bazı durumlarda basite alınmaktadır. Bu durum rehberlik ve danışmanlık kavramlarının ciddiyetini azaltmakta ve yapılan işin çok basitmiş gibi görünmesine yol açmaktadır. Özellikle son yıllarda eğitim kurumlarının sayısının artmasıyla birlikte rehberlik alanına ihtiyaç da artmıştır. Burada asıl konu toplam sayı değil işini hakkıyla yapan rehber öğretmenlerinin sayısıdır. Bu anlamda rehberlik kurumun bel kemiğidir. Öğrencinin yakın takibinin yapılması, iyi bir gözlem ve ilgili olmaktan geçer. Başarılı bir rehberlik hizmeti, kurum içerisindeki öğretmenlerle sürekli iletişim halinde olup onların fikirlerini alarak, öğretmenlerin öğrenciler hakkındaki görüşlerini değerlendirerek, velinin öğrenci hakkındaki davranış ve tutumlarını inceleyerek, öğrencinin sınıf ve kurum içindeki davranışlarını gözlemleyerek verilir. Bu işlem karşılıklı iletişimi esas alır. Bu sebeple eğitim alınacak kurum seçimini yaparken dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan birisi kurumun vermiş olduğu rehberlik hizmetidir.